29 Şubat 2012 Çarşamba

B*ka Batmadan Önce

Size enteresan bir kitaptan bahsetmek istiyorum, duyanınız göreniniz olmuştur sanıyorum. Okul çıkışı, akşamın kör bir vakti, kitap alma sevdası doldu içime. Girdim kitap evine, hocalarımın önerdiği kitaplara yöneldim, öyle can sıkıntısıyla baktım. Yok dedim bu moddla hiç de eğitsel kitap alamayacağım. Biraz eğlenceli bir şeyler almam lazım demeye kalmadan "b*ka Batmadan Önce"yi gördüm.

Komik bir kapak, hemen arkasını çevirdim ve..
"Hayat bize olduğu gibi gelir ve bizden onu yaşamamızı bekler. Kimimiz hayatı hak ettiğimiz, kimimiz ise hak etmediğimiz gibi yaşadığımızı savunuruz... Peki, biz bu hayatı hak etmek için ne yapıyoruz? " yazısını okudum, dedim bu kitabı alıyorum:)
Kitabı okumaya başlamadan önce bir kullanım kılavuzu ile karşılaşıyor olacaksınız, yazarın da dediği gibi hiç kitabın kullanma kılavuzu olur mu? demeyin oluyor işte:) Hem de çok keyifli oluyor. Kısaca anlatayım ,her sayfa da küçük hikayeler anlatıyor ve arkasını çevirdiğiniz de yazarın "Ahkam" ıyla karşılaşıyorsunuz, kendince hikayeye yapmış olduğu yorum. Onun altında ünlü düşünürlerin sözleri, en güzeli de "Senin Ahkamın" kısmı, sizin de bir yorumunuz olsun isterseniz alıyorsunuz kalemi başlıyorsunuz yazmaya:) Ben henüz kitabın üzerine yazamadım , ufak kağıtlara yazdım (pek sevmem kitap karalamayı:))
İşte böyle bir kitap:) Bir çırpıda okunuyor, öyle çok bir edebiyat beklemeyin zaten kitaptan, kendi çapında keyifli bir deneyim.
Yazardan alıntıyla sonlandırıyorum
"Hayatımızda hepimiz en az bir defa b*ka batmışsınızdır. Ancak önemli olan kendimizi b*ktan kurtarıp kurtaramadığımızdır"

Yazar: Kemal İnan Y.
Frida Yayıncılık
Fiyat: 9TL

28 Şubat 2012 Salı

Özz’den Mango 2012 Yaz Koleksiyonu

Dışarıda kar kıyamet kopuyor ama markalar vitrinlerini değiştirmeye başladılar bile. Bunlardan biri de Mango, pastel tonlarının hakim olduğu bir yaz koleksiyonu ile bize merhaba diyor.
Koleksiyonda tulumlar, uzun etekler, kısa paça pantolonlar ve benim çok sevdiğim merserize trikoları görebiliyoruz. Koleksiyondan beğendiğim bir kaç model...


İlk favorim, salaş tarzı ve toprak renkleri hem sarışınlara hem de esmerlere oldukça yakıştığını düşünüyorum.





Bilekten katlamalı kısa paça pantolonları bu yaz herkeste görüyor olacağız sanıyorum. Mavi, sarı, kırmızı, yeşil renk cümbüşü şeklinde olacak sokaklar, bir de bunların altına renkli topuklu ayakkabılar giyildiği zaman şahane tam bir yaz cümbüşü olacak. Bu arada topukluların egemen olduğu bir yaz olacak bayanlar:) Buna en çok beyler seviniyor olacaktır sanıyorum.


2011 yazında da rastladığımız uzun etekler bu yaz da dolaplarda olacak:)


Ve yazın vazgeçilmezi beyaz.


80'ler her sene bir şekilde hayatımızda oluyor, yüksek bel pileli etek çalışan bayanlar için yazın vazgeçilmezi olacak.


İşte salaş bir pantolon, kısa kollu ceketle kombinlenmiş.


Sona diğer bir favorimi ekliyorum, tulumun modası geçmiyor gerçekten. Mavi tonlu bu salaş tulum gece ve gündüz için oldukça kullanışlı gözüküyor.
Ben gerçekten beğendim, daha cıvıl cıvıl bir koleksiyon bekliyordum ama toprak tonları da bronz tene gerçekten çok yakışıyor. Biz bayanlar sıkıntıya gelemiyoruz artık, salaş salaş kıyafetlerimizle 2012 yazını geçiriyor olacağız.
Şimdiden iyi alışverişler...

21 Şubat 2012 Salı

Leyla ile Mecnun

Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur. Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar. Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı ...yok yok bunu anlatmayacağım:)
İzlemeyen kalmamıştır diye umduğum gözde dizimden bahsedeceğim. İzlerken resmen kahkaha attığım birbirinden komik sahnelerin, saçma sapan diyalogların harika bir sentezde buluştuğu dizinin yazarının gerçekten aklını seveyim ben. Kendisi Burak Aksak olur:) Nasıl bir kafa yapısıdır, ne yer ne içer de bu diyalogları ortaya çıkarır anlamış değilim. Ama gerçekten helal olsun takdir ediyorum kendisini. Oyuncuların büyük payı var tabi ki bunu es geçemem, her biri birbirinden yetenekli.
Başrol oyuncusu Mecnun, Erdal bakkal, İsmail abi, Yavuz, Dede her biri birbirinden muhteşem.
Leyla ile Arda'nın diziden ayrılması beni tedirgin etmişti ama yeni kadro da hiç fena değil, özellikle Sedef nam-ı değer Leyla:) bence çok başarılı bir oyun sergiliyor.
Dün yayınlanan bir bölümde öyle bir sahne vardı ki beni benden aldı, sosyal medyada da fazlaca yayıldı zaten "sanane" sahnesi, çok moda oldu eski parçaların günümüz dizilerine yorumlanması. Bunu "Leyla ile Mecnun" çok başarılı yürütüyor. Sizde izleyin bakalım:)


Sadede gelelim bunu neden yazdım, bu yoğun iş temposundan, trafik çilesinden bir nebze kurtulmak istiyorsanız alın elinize abur cuburunuzu Pazartesi günleri geçin tv karşısına her şeyi bir kenara bırakıp bu eğlenceli diziyi izleyin:) Geri dönüşlerini olumlu aldığım çok arkadaşımız oldu, memnun kalacağınıza garanti verebilir miyim ki acaba. Aman dikkat izledikçe konuşmalarınızda yüklemin öznenin yer değiştirdiğini göreceksiniz:) Panik yapmayın sizde Leyla ile Mecnun kolik oldunuz:)

İyi seyirler olsun mu ki acaba...


20 Şubat 2012 Pazartesi

"(Biskolata Erkekleri) Paylaşınca Güzel" dediler...

Sanıyorum herkes duymuştur, Turkcell'in çalışanlarına özellikle bayan çalışanlarına gösterdiği motivasyon örneğini. Kısa süreli de olsa enerjiyi tavan yapacak bir motive tekniği olmuştur sanıyorum.
Erkekler fazla abartıyorsunuz diye laf kalabalığı yapsalar da çalışma esnasında kapıdan Victoria Melekleri girse eminim ki ağızlarının suyu fazlasıyla akar.
Bunca zaman reklamlarda kadınların ön plana çıkarıldığı, seksepalitenin hep onlar üzerinden yürütüldüğü bir pazarlama tekniğini biskolatanın fazlasıyla yıktığını görüyoruz, bu iyi bir şey mi? bence evet:) Yılbaşında evde olan herkes Victoria's Secret defilesini izlemiştir sanırım. Bayan olmama rağmen, bir grup bayan arkadaşımla da sabırsızlıkla bekledik biz de defileyi, erkeklerden farklı olarak evet ,ne modaymış, hangi renkler kullanılmış bizim daha fazla ilgimizi çekti. İnandırıcı olmadı değil mi:) Kıskançlık olarak algılamasın ama allah neler yaratıyor diye içimden geçirerek izledim:) konuyu dağıtmadan özüne geliyorum, reklam arası oldu ve biskolata reklamı girdi, sonra 1 tane daha , sonra 1 taneeee daha:) toplamda 5 kere harika bir spot dağılımı izledik:)
Üzülmeyin bayanlar diye motive amaçlı kısa kısa heyecanlar yaşattılar. Sonuçta ne oldu, ne biz biskolata erkeklerine ulaştık, ne de erkekler Victoria meleklerine:) Televizyonun ufak oyunlarının kurbanı bir garip gençlik olarak yeni yılımıza girdik.
Gel gelelim bu heyecanı Gsm sektörünün devi Turkcell çalışanlarına yaşattı, kim istemezdi ki, kapı açılsın ve içeri

şahsı muhterem kişi girsin, elinde şahane biskolata çikolatalarıyla size gülücükler saçsın. Ben isterim diyen onlarca kadın toplayabilirim, hele de çalışma esnasında ki o bitkinlikle.
Sonuç olarak kısa süreli de olsa yaşanılan bu motive eminim ki çalışma şevklerini fazlasıyla arttırmıştır Turkcell bayanlarının.

Ne yalan söyleyeyim yeriniz de olmak isterdim:) Turkcell'in paylaşma adına gösterdiği bu güzel taktiği takdir ediyorum.
Hayat paylaşınca güzelmiş gerçekten...

16 Şubat 2012 Perşembe

Meleklere inanır mısınız?


Zaman zaman umutsuzluğa kapılsam da inandığım ve beklenti duyduğum çok anım olmuştur. Size bir kitaptan bahsetmek istiyorum adı "Meleklerle Yaşamak" bu kitabı bana müdürüm önerdi. Uzun zamandır pozitif düşünce, doğru nefes alma tekniği üzerine bilgiler paylaşıyordu, hep bir adım atmak istedim ama bir türlü fırsatım olmamıştı. Ta ki bu kitabı okumaya başlayana kadar. Öncelikle bu tarz kitapları okumadan önce inanmanın en büyük adım olduğu düşüncesindeyim.
Eğer okursanız sizde göreceksiniz küçük küçük yaşanmış hikayelerin paylaşıldığı keyifli ve oldukça doğru bir kitap. Benim bizzat yaşadığım bir hikaye olamadı maalesef.
Kitabın etkisiyle etrafımızda göremediğimiz bir çok şeyin aslında bize meleklerimiz tarafından verilen bir mesaj olduğunun farkına varabiliyoruz, bu ufak bir tüy, yerde gördüğümüz bozuk para olabiliyor. Çok çaresiz olduğunuz bir anda Meleklerimizin bizim yanımızda olduğunu düşünüp onlardan yardım istemek kulağa garip gelebiliyor değil mi? Aslında değil, bunu şöyle özetleyebilirim. Secret kitabını herkes
okumuştur, olumsuz düşünceye yer vermeyen en kötü anda bile olacak yapacağım diye kendimizi şartladığımız anlarda aslında meleklerimize mesaj verip onların sayesinde başardığımızı bu kitap sayesinde anladım. Delilik mi denir, istediğiniz her şeyi diyebilirsiniz:) Bu bir çok kişi tarafından kanıtsanmış bir durum ben de onların yalancısıyım:)
Şunu düşünüyorum, oldukça moda oldu hatta son zamanlarda "yaşam koçluğu" buna benzer bir sürü seminer ve etkinlikler düzenleniyor. Neden kendi kendimizin yaşam koçu olmayalım ki, her şeyin başı pozitif düşünmede evet bu şartlarda oldukça zor olabiliyor ama illa başkası mı farkımızı ortaya koymalı.
Kitaptan alıntı yapmak isterdim ama bence okuyup siz o duyguyu yaşamalısınız, naçizane bir tavsiye:)
Unutmayın ki melekleriniz hep sizinle...