11 Mart 2012 Pazar

Kadınlar Meyhanesi

Eğitim teoriyle mi uygulamayla mı olur? Bence uygulama ağır basıyor:) Her şey akılda daha fazla kalıyor emin olabilirsiniz. Bunu en kısa zamanda şahane bir organizasyonla yaşadım. Ne mi? Peymane de  kadınlar meyhanesi konseptli müthiş gecesi düzenledi. Bloggerlar, gazeteciler ve iş kadınlarının katılımıyla meyhane keyfini günümüze taşıdık:)
Resim, Fundalina'dan alıntıdır.


Gecenin öne çıkan en belirgin vurgusu tabi ki de Rakı:) Kadının eline ne kadar çok yakışıyor değil mi:)
Sosyal medyaya özel paylaşımlarımızı ilettik, öncelikle Twitter üzerinden  bu geceye özel #sizcerakiicenkadın kimdir sorusuna şahane cevaplar verdik, ayrıca Forsquare den  Peymane de olduğumuzu belirttik.
Eee mekanda kadın gücü ağır basınca twitter da sesimizi duyurmak çok da zor olmadı:) Gelelim eğlenceye, fasıl, mezeler, rakı derken oryantel Didem'in dans gösterisi ile geceye devam ettik.

En keyifli an da bloggerlarımızın sahneye çıktığı an oldu. Didem'in yanındayken göbek atmak biraz zor oluyor ama maşallah bayanlar hiç de altta kalmadı hepsi şahane oynadı:)
Sonuç olarak kadınların bir araya geldiğinde sadece dedikodu yapmadığını görmüş olduk. yeni rakı ile sınır tanımadı. Bu muhteşem gecede olmamı sağlayan Gabriela Olaru hocama çok teşekkür ederim, devamını da beklerim o ayrı:)
Sevgiler Özlem

Benim Gözümden Ödüllü Bir Blogger…BİLLUR SAATÇİ

Sosyal medya kanımıza fena halde işlemiş durumda;bunun örneklerinden en eğlencelisini, en modayı yakından takipçisini, en ödüllüsünü ve en şeker blogger’ı olan “off ne giysem”in sahibesi Billur Saatçi’yi Biraz tanıyalım istedim( bunu not için yaptığım sanılmasın :) ) acayip keyif aldığımı siz de okuyunca anlıyor olacaksınız :) Bir blogger’ı ancak kendisi anlatabilir dedim ve Billur Saatçi’den yardım istedim, kendisi o kadar cana yakın ki seve seve yardımcı olacağını belirtti ve harika bir söyleşi gerçekleştirdik. Üstad varken tabi ki de bana laf düşmez dedim ve sözü kendisine bıraktım.
Özlem: Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Billur: Notre Dame de Sion Lisesi ve Galatasaray Universitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. Geçtiğimiz Ocak ayında cesur bir karar alarak, hayatımdaki önceliklerin dengesiyle oynadım ve 5 yılı aşkındır içinde olduğum kurumsal hayatı ardımda bırakarak, bloglarımın başına oturdum ve freelance olarak sosyal medya projelerine başladım.
Off ne giysem moda gündeminin yanı sıra, kendi stilimi, gezip görüp keşfettiklerimi, dokunabildiğim herşeyi paylaştığım bir stil ve yaşam blogu. Samimi, eğlenceli ve kendine özgü bir dili var. Keşfettiğim yeni tasarım mabetleri ile farklı ve ulaşılabilir tasarımlara sahip olmak isteyenlere minik tüyolar, bir dolu adres ve bolca ilham vermeye çalışıyorum. Sadece yaşadığım yerden de değil, özellikle yurtdışı seyahetlerinden valizimde bolca adresle, fotoğrafla, fikir ve ilhamla dönüyorum.
Özlem: Blog yazma fikri ve bloğunuzun adı nasıl ortaya çıktı? Neden moda bloğu?
Billur: Blog yazmaya iş yerinden bir arkadaşımın ‘’her gün ne giydiğini, nerden aldığını sormaktan sıkıldım, bir blog aç da ordan okuyayım’’ demesiyle başladı. Ertesi gün bloğu açmıştım. Her sabah benim gibi, off ne giysem diye dolabın önünde uzun dakikalar geçirenler de sayıca çok fazla olunca, off ne giysem bugünlere kadar geldi. Mayıs ayında 3.yılını dolduracak.
Özlem: BÖ 2010 en iyi moda blogları arasında 3.seçildiniz? Bu süreçten sonra sayfanıza olan ilginin arttığını söyleyebilir miyiz?
Billur: Blogum 1. yaşını doldurmadan güzel bir ödülle taçlandı. Canım takipçilerimin ilgisi ve oylarıyla bu ödüle sahip oldum. Blog Ödülleri’nin bloglara olan katkısı yadsınamaz. Özellikle markalar nezdinde prestij kabul edilen bir ödül blog ödülleri. Bu seneki Blog Ödülleri’ni ben sunma şansı buldum. Geçtiğimiz seneye göre, güçlü markaların ilgisinin daha da yoğun olduğunu görmek çok sevindirici bir gelişme.
Blog Ödülleri’nden bu yana da, hem blogger hem yeni okuyucular olmak üzere bir dolu güzel insanla tanıştım. Kimileriyle yakın arkadaş oldum. Kimileri benim ilham perilerim oldu. Kimileriyle hiç tanışmadım ama bloğa bıraktıkları yorumlarla arkadaşlarımla sohbet eder gibi bile oldum. Blog aldığı güzel ve samimi geri dönüşlerle daha da keyiflendi ve keyfini bir dolu rengarenk ve ilham dolu postla paylaştı. Şuan binlerce takipçisi ve daha nice farklı postlar hazırlamak için can atan yerinde duramayan bir sahibesi var.

Özlem: Takipçilerinizle olan iletişimizi nasıl sağlıyorsunuz? Size yazılarınızla ilgili nasıl geri dönüşler yapılıyor.
Billur: Benim blogumun en önemli özelliği benim yarattığım özgün bir içeriğe sahip olması. Bütün fotoğrafları ya ben, ya arkadaşlarım ya da bazı özel projelerde profesyonel bir fotografçı çekiyor. Blogda asla hazır görsel ya da içerik kullanmıyorum. İçeriği ben sağlandığımdan, elimden fotoğraf makinam ve telefonum asla düşmüyor. Blogu bu yüzden hergün güncel tutmak zor gibi gözükse de, haftada en az 4 post girmeye çalışıyorum. Moda gündemden ziyade kendi stilimi kendi hayatımdan hikayelerle yansıtıp paylaştığım postlardan samimi geri dönüşler alıyorum.
Blog takipçileriyle biraraya gelen bir blogger olarak, yazılardaki bu samimiyeti bir adım daha ileri götürdüğümü düşünüyorum.Takipçilerimle beraber kahve seminerine de gittik, parti atıştırmalıkları workshop’una da, Frida sergisini gezmeye de. :)
Blogdan sevdiğim tasarımcılardan ya da markalarla yaptığım projeler ile hediyeler de veriyorum. Bu kimi zaman bir takvim de oluyor kimi zaman uçak bileti de. Ama asıl en güzel hediyeyi takipçilerim bana veriyor. Yüzlerce değerli yorum bırakıyorlar. Bazen hayallerini paylaşıyorlar, bazen içlerini döküyorlar. Her birini defalarca okuyorum. Çekiliş için tek tek ellerimle isimlerini kağıtlara yazıyorum. Herkes neden bunu neden herhangi bir bilgisayar programı ya da bilgisayardan çıktı alarak yaptığımı sorıp duruyor. Aslında benim naçizane bir özenim bu kadar uğraşmam o kadar gelen yorum karşısında. Her çekilişte Noter Bey’imle video çekiyoruz. Sadece hediye vermek değil aslında maksat, bunu bir gerçek bir anıya çevirmek.. Çektiğim ve bizzat yer aldığım videolarla ilgili geri dönüşlerden farklı ve eğlenceli bir içerik yarattığımı düşünüyorum. Takipçilerimle iletişimimi blog dışında yoğun olarak off ne giysem facebook fan page ve billursaatci twitter hesaplarım üstünden de sağlıyorum.


Özlem: En önemlisi markalarla olan iş birliğinizi nasıl oluşturdunuz? Markaların size sağladığı fırsatlar oluyor mu?
Billur: Markalarla blogda zaman zaman işbirlikleri yapıyorum. Bu ya benim ürettiğim bir proje oluyor ya da markadan gelen bir talep oluyor. Blogumun samimiyetinden asla ödün vermemek için gelen projelerde seçici olmaya çalışıyorum.
Blogların markalar için vazgeçilmez bir reklam mecrası olduğunu düşünüyorum. Hedef kitleleriyle birebir iletişime geçip, geri dönüş alabilecekleri en doğru mecra. Ülkemizde bloggerlarla yapılan projeler çok sınırlı ve markalar maalesef genelde blogları profesyonel bir reklam mecrası olarak görmüyor. Yurtdışında bu algının çoktan sona erdiğini ve markaların bloggerlarla profesyonel olarak çalışıp büyük ve sosyal medyada çok ses getiren projeler yaptığını görüyoruz.
Özlem: Yeditepe Üniversitesi Bütünleşik Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı, Sosyal Medya Pazarlaması içeriği altında oluşturulan bloğumuza gösterdiğiniz ilgi ve şahane sohbet için çok teşekkür ederim.
Peki şimdi ne yapıyoruz, parmaklar çalışıyor ve http://www.offnegiysem.com/ sayfasını ziyaret ediyoruz, çok keyif alacağınızın garantisini yüzde bir milyon verebilirimJ
Twitter Adresi : @ billursaatci
Benden bu kadar, esen kalın…